Kadınların hayatının üçte biri menopozda geçiyor. Menopoz sözcüğü Yunanca mens (ay) ve pause (durmak) sözcüklerinden türemiştir. Hormonal değişikliklerle birlikte kadının hayatında yepyeni bir dönem başlamaktadır. Menopoz dönemi kadınlar için tıpkı bebeklik, ergenlik gibi hayatın doğal bir evresidir ve bir hastalık olarak görülmemelidir. Genel popülasyonda menopoza girme yaşı 48-52 iken Türk kadınlarında ortalama yaş 46-48’dir.
Menopoza hangi yaşta girileceğinin temel belirleyicisi genetik olmakla birlikte; ırk, beslenme düzeni, sigara ve alkol tüketimi, doğum kontrol hapı kullanımı, doğurganlık durumu, uzun emzirme dönemi, adetlerin düzensiz oluşu, travmalar, hapis hayatı, deprem gibi doğal afetler, göç yaşanması menopoz dönemini hızlandırabilir. Bunun yanı sıra, kırsal bölgede, soğuk iklimlerde ve ağır koşullarda yaşayan kadınlarda menopoz yaşı daha erkendir. Genel sağlık durumu, radyoterapi, kemoterapi ve cerrahi durumlar menopozu tetikleyebilir.
Bir kadın düzenli bir şekilde adet görürken bir anda menopoza girmez. Menopoza giriş (premenopoz) süresinde adet aralıkları önce sıklaşır, daha sonra ise uzar. Adet miktarında değişimler olabilir. Sıcak basması gibi durumlar menopoz öncesinde başlayabilir. Ancak bir kadın bir sene adet görmeyene dek menopoza girmiş denemez. Cerrahi olarak yumurtalıklar alınmışsa veya yüksek dozlu hormonal ilaçlar yapıldıysa cerrahi/medikal menopoz gerçekleşebilir.
Kadınların adet düzensizliğinde ilk akla gelen sorulardan biridir, “yoksa menopoza mı giriyorum?” Senede bir iki kere, adet düzensizliği kabul edilebilir. Mevsim geçişlerinde, stres durumlarında, ilaçların düzensiz kullanımlarında bu tür değişiklikler olabilir. Eğer kanama çok yoğun değilse, ultrasonda herhangi bir bulgu saptanmıyorsa ve bu kanamalar tekrarlamıyorsa düzensiz kanamalar kabul edilebilir. Ancak adet aralıkları kısaldıysa, her ay düzensiz adetler devam ediyorsa, kanamalar çok yoğunsa, ara lekelenmeler oluyorsa mutlaka değerlendirme yapmak gerekir.
Menopoz sürecini her kadın farklı yaşar. Belirtiler genelde menopoza girişte olup menopoza girince tamamen kaybolsa da, bazı kadınlarda hiç şikayet yaşanmazken bazı kadınlarda bu şikayetler yıllar alabilir. En sık görülen şikayetler: sıcak basması, gece terlemeleri, uyuyamama, genitoüriner sendrom adı verilen vajinal kuruluk, depresyon, beyin sisi, konsantrasyon güçlüğü olarak sıralanabilir.
Menopoz konusunda en önemli konu kanamaların tamamen kesilmesidir. 1 sene boyunca herhangi bir sebebe bağlı olmadan kanaması olmayan kadın menopoza girmiş sayılır. Menopoz sonrası olan bütün kanamalar anormal kabul edilir ve mutlaka muayene gerektirir!
Adetliyken yapılan bazı hormon testleri ve ultrasonda yumurta sayımı, o esnada yumurtalık çalışması hakkında fikir verebilir. Ancak menopoza giriş zamanı hakkında açık ve net fikir vermez.
Tam menopoza girmiş bir kadında, yani herhangi bir sebebe bağlı olmadan adet görmeyen bir kadında gebelik ihtimali yoktur. Ancak hastalar maalesef bu durumu menopoz öncesi dönemle karıştırmaktadırlar. Adet görmeye devam eden bir kadının az da olsa gebelik ihtimali vardır ve menopoza girene dek mutlaka korunması gerekmektedir.
Menopoza girişte doğum kontrol yöntemlerinden spiral güvenle kullanılabilir. Düşük risk faktörleri durumunda kadın doğum doktoru düşük dozda hormon içeren doğum kontrol hapı önerebilir. Ayrıca üç aylık iğne, cilt altı implant, ilaçlı spiral kullanılabilir. Hormon içeren yöntem kullanılmak istenmiyorsa kondom kullanılabilir. Menopoza girildikten sonra bu yöntemler bırakılabilir.
Menopoz kadın hayatında bir dönemdir. Bu belirtileri yaşayan kadınlar kendileri atlatabilirler. Ancak yoğun bir şekilde belirti gösteren kadınlar doktora başvurmaktadırlar. Menopoz dönemindeki belirtilerden ziyade, aslında kadının genel sağlık durumunu düşünmek gerekir. Menopoz döneminde kalp rahatsızlıkları, kemik kırıkları, bilişsel fonksiyonlarda bozulma, vajinal kuruluk gibi şikayetler daha sık yaşanır.
Kadınların yaklaşık yüzde sekseninde ateş basması ve gece terlemesi görülür. Ateş basmalarını arttıran faktörler; ırk ve genetik faktörler, kafeinli içecekler, sigara, alkol tüketimi, azalmış fiziksel aktivite, obezite, sosyo-ekonomik düzey, ırk ve genetik risk faktörleri, kafein içeren içecekler, baharatlı yiyecekler, stres ve sıcak ortam olarak sıralanabilir. Ateş basması geçici bir süreçtir ve bazı önlemlerle tamamen geçmese bile azaltılabilir. Rahat, hava alan kıyafetler giymek, koton kıyafetler ve yatak örtüleri kullanılması, yeme içme düzeni şikayetleri azaltılabilir. Özellikle hastalara tavsiye olarak bir günlük tutularak, ateş basmasının zamanı ve tetikleyicileri anlaşılabilir. Böylece bu sebeplerden uzak durma ile veya şikayetlerin başlamasına yakın soğuk bir su içme ve buz uygulaması ile şikayetler azaltılabilir.
Östrojen azalmasına bağlı olarak vajinada kuruluk ve idrar yolu enfeksiyonlarına yatkınlıkta artış görülebilir. Doktor tavsiyesi altında kuruluk için östrojen içeren bazı kremler kullanılabilir. Yine düzenli cinsel ilişki ile vajinadaki değişimler azaltılabilir. İdrar yolu enfeksiyonları için test yaptırılması ve gerekirse antibiyotik kullanılmalıdır.
Hastalarda yaygın olarak görülen psikolojik değişimler mevcuttur. Bu durumlar sinirlilik, gerginlik, depresif ruh hali, odaklanamama olarak sıralanabilir. Psikolojik değişimler için egzersiz, meditasyon, stres faktörlerinden uzaklaşma faydalı olabilir. Özellikle sıcak basması yaklaşırken 4 saniye nefes alma, 7 saniye nefesi tutma ve 8 saniye sayarak nefesi verme şeklindeki nefes egzersizi rahatlamayı sağlar.
Bir diğer değişim ise uyku düzeni üzerinedir. Uykuya dalmada zorlanma, uyuma süresinde kısalma veya uyku sırasında terlemeler görülebilir. Bu problemlere çözüm için akşam yemek porsiyonlarının azaltılması ve ağır yağlı yiyeceklerden uzak durulması, kafeinli içeceklerden uzak durulması, gündüz uykularından kaçınılması, yatmadan önce ılık bir süt veya melisa, papatya, pasiflora benzeri bitki çaylarının tüketilmesi, yatak odasının karanlık ve sessiz bir ortam olması önerilir. Gece terlemesi için başucunda buz aküsü bulundurulabilir.
Saç, deri ve ter bezleri ile ilgili bazı değişiklikler olabilir. Saç derisi incelir ve ciltteki kollajen miktarı azalır. Saç teli miktarında da azalma olurken, yara iyileşmeleri gecikir. Su alımının artırılması ve cildin düzenli nemlendirilmesi bu gibi durumlara fayda sağlar.
Ağız kötü ve diş eti hastalıkları menopoz sürecinde artış gösterebilir. Sindirim sistemi değişiklikleri olarak, kabızlık, basur, reflü ve safra taşlarında artış olabilir. Ayrıca kalp hastalıkları ve kemik erimesine de meyil olabilir. Bu gibi durumlarda hormon replasman tedavisi faydalı olabilir.
Menopozda şikayetlerin azaltılması veya tedavisi için kullanılan hormon tedavilerinin etkinliği tartışılmaz. Ancak ne yazık ki medyada çıkan bazı asılsız haberler nedeniyle hormonal tedaviden bazı kadınlar mahrum kalmaktadır. Her ne kadar günümüzde verilen hormon düzeyleri oldukça düşük olsa da yine de tamamen risk olmadığı söylenemez.
Östrojen tedavisi kadınlık hormonu olup, progesteron gebelik hormonu gibi düşünülebilir. Bu iki hormon kadının vücudunda her zaman denge halindedir. Menopozda azalan ve yan etkisi olan asıl hormon östrojen olmakla birlikte tek başına östrojen verilmesi uygun olmaz. Ayrıca menopoza girmeden önceki dönemde progesteron eksikliği kadında birçok belirti verir.
Hormon replasman tedavisinde yarar / zarar oranı hastaya açık bir şekilde anlatılır. Eğer hastada risk faktörleri az ise biyoeşdeğer hormon tedavisi doğal yoldan kullanılabilir. Hormon ilaçları ağızdan alındığında karaciğerden geçip birçok yan etkisi olmaktadır. Bunun yerine ciltten krem ve yapıştırma şeklinde östrojen ve vajinal progesteronun karaciğerden geçmedikleri için yan etki profilleri düşüktür.
Biyoeşdeğer hormon tedavisinin olumlu etkileri bulunmaktadır. Sıcak basmalarının en etkin tedavisi hormon tedavisidir. Uyku problemlerini, cinsel disfonksiyonu, kalp problemlerini, kemik kırıklarını engeller. Depresyon, olumsuz duygudurum, vajinal kuruluğu engeller. Ancak bu tedavilerin mutlaka belli bir yaşa dek ve mutlaka kadın doğum doktoru kontrolünde kullanılması gerekmektedir.
Ailede veya kişide meme kanseri öyküsü, geçirilmiş pıhtı problemleri olanlar, rahim kanseri öyküsü olan kadınlar, tedavide kontrole gelemeyecek kadınlar.
Elbette vardır. Hormon kullanmak istemeyen veya hormon kullanılmasının sakıncalı olduğu menopoz hastalarında fitoöstrojen denilen bitkisel tedaviler kullanılabilir. Yine bu bitkisel ilaçlar mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalı ve aktardan ezbere gidip alınmamalıdır. Ayrıca, aktarlarda satılan ve menopoz için “mucize” olarak ifade edilen pek çok ürünün içeriği tam olarak bilinmemektedir ve sağlığınıza zarar verebilir.
Vitaminlerden kalsiyum, magnezyum, D vitamini menopoz döneminde kemik erimesi tedavisinde kullanılabilir. Yine bu durumdan korunmak için egzersiz, sigarayı bırakmak çok önemlidir. Kalsiyum ilaçlarını kullanamayan hastalar içinse süt ürünleri tüketimi önerilebilir. Kefir, yoğurt, laktozsuz süt, laktozsuz yoğurt kullanılabilir.
Menopoz yaşı Türk kadınlarında 48-52’dir. 40 yaşından önce ortaya çıkarsa buna “erken menopoz” veya prematür ovaryan yetmezlik adı verilir. Erken menopoza giren kadınlarda tek problem çocuk olup olmaması değildir. Erken menopoza giren kadınlarda kalp sağlığı, kemik kırıkları ve bilişsel fonksiyonlar üzerine olumsuz neticeler olabilir. Kadında duygusal olarak bir yıkım oluşturur.
Menopoz yaşı genelde genetiktir. Bir ailede kadınlar benzer yaşta menopoza girer. Erken menopozun sebebi tam olarak bilinmemektedir. Ancak sigara, sağlıksız beslenme, bazı doğuştan gelen hastalıklar, yumurtalıklara yapılan cerrahi müdahaleler, kemoterapi ve radyoterapi buna neden olabilir.
Erken menopoz hastaları menopoz öncesi belirtileri daha erken yaşta yaşayabilirler. Adet düzensizliği için doğum kontrol hapı kullanıp bıraktıklarında adet göremeyince bu şikayetlerini doğum kontrol hapına bağlarlar ancak bu durumun gerçekçiliği yoktur.
Erken menopoz hastalarında en önemli soru çocuk isteyip istememeleridir. Eğer kadının çocuğu yoksa, mutlaka yumurta dondurma işlemi yaptırması gerekmektedir. Ancak kadın tam menopoz girmeden kendiliğinden gebelik şansı yok olmaz. Sadece gebe kalma şansı her ay için azalır.
Erken menopoz, kadının öyküsü, hormon testleri ve ultrason bulguları ile konulur. Adetin erken döneminde FSH düzeyi 70’in üzerindeyse ve estradiol seviyeleri düşük ise erken menopoz teşhisi konulabilir. Erken menopoz teşhisinden sonra bazı genetik testler ve ileri kan testleri istenmesi gerekebilir.
Erken menopoz tedavisinde temel amaç kadının sağlığını korumaktır. 50 yaş sonrası olan hormon tedavisi ile erken menopozda kullanılan menopoz tedavisi farklıdır çünkü erken menopozda hormon tedavisi uygun hastalarda kadının sağlığını ve ömrünü uzatır.
Menopozda hormon tedavisine herhangi bir sıkıntı yoksa ve kadın sıkı kontrol altında ise 65 yaşına dek kullanılabilir. Bu dönemde rutin kadın doğum ve genel cerrahi muayenesi, ultrason ve meme takipleri son derece büyük önem arz etmektedir.