Rahim kanseri, rahim duvarından köken alır. Rahim duvarına endometrium adı verilir ve bu bölgedeki hücrelerin kansere dönüşmesi sonucu rahim kanseri oluşur.
Uterus olarak adlandırılan rahim katmanlardan oluşur. En dışta karın zarı (periton), ortada kas tabakası (myometrium) ve en içte rahmin iç tabakası, rahim zarı (endometrium) bulunmaktadır. Rahim zarında gebelik oluşur, adet kanaması bu bölgeden olur. Kendi kendini yenileyen bir tabakadır. Bu hücreler kötü hastalığa doğru değişime uğrarlarsa rahim duvarı kanseri oluşur.
Rahim duvarı kanseri kadın kanserleri içinde en sık görülendir. Her yaştaki kadında ortaya çıkabilirken daha çok kanama düzensizliklerinin yoğun olduğu menopoz dönemindeki kadınlarda görülür. Rahim kanseri erken teşhis edilirse ameliyatla tedavi edilebilir.
Rahmin iç tabakasından köken alan rahim duvarı kanseri genelde rahim kanseri olarak adlandırılır. Bazen rahmin orta (kas) tabakasından köken alan sarkom isimli kanserler, rahim duvarı kanserine göre daha hızlı ve kötü yönde ilerler. Rahim duvarı kanserlerinde de her hücre tipi aynı olmaz. Bazıları daha yavaş seyrederken, bazıları daha agresif ilerleyebilir. Tedavi hücrenin durumu hastalığın yaygınlığına göre belirlenir.
Bu kanser için risk faktörleri daha çok vücudun östrojene maruziyetiyle ilgilidir. Kadın östrojene ne kadar uzun süre ve ne kadar çok maruz kalmışsa kanser riski artar. Erken yaşta adet görmek, geç menopoza girmek, obezite, hiç doğum yapmamış olmak, polikistik over sendromu, kısırlık öyküsü, meme kanseri için kullanılan tamoksifen tedavisi ve bazı genetik hastalıklarda (Lynch sendromu gibi) risk artar. Hastalık genetik geçiş gösterebilir.
Doğum yapmış olmak, emzirme, kilo kontrolü, doğum kontrol hapları hastalığa karşı koruyucu niteliktedir.
Bu hastalık adet görülen tabakadan kaynaklandığı için genelde aşırı anormal vajinal kanama ile kendini gösterebilir. Adet dışında kanama, adet sonrası lekelenmeler, bebek bezi gerektirecek yoğun adet kanamaları veya menopoz sonrası kanama durumlarında rahim duvarı kanserinden şüphelenilebilir. Eğer kadın 40 yaş üstündeyse ve risk faktörleri varsa kanser yönünden araştırma yapmak gerekebilir.
Vajinal kanamanın yoğun düzensiz ve anormal olduğu durumlarda önce doktorunuz muayene eder. Kan değerleriniz, şikayetleriniz ve ultrason bulgularını değerlendirilir. Gerekli görülürse rahim duvarından biyopsi alınarak hastalığın varlığı saptanabilir. Eğer rahim duvarı kalınsa ve aşırı kanamalar mevcutsa rahmin içindeki doku kürtaj benzeri bir yöntemle tamamen temizlenir. Alınan materyal patolojiye gönderilir ve hücreler incelenir. Bu işlem sayesinde hem kanama tedavi edilmiş olur hem de hastalığın tanısı konulur. Bu işlem kör olduğu için bazen kürtaj yerinde direk rahmin içine kamera ile bakılan histeroskopi yöntemi de kullanılabilir. Hastalık görülerek biyopsi alınır ve hastalıklı alan da bu sayede temizlenmiş olur.
Rahim kanseri tanısı konulduktan sonra görüntüleme yöntemleri istenir. Bu yöntemler içinde tüm karın görüntülenmesi, akciğer görüntülenmesi istenebilir. Ancak hastalığı yayılımı, ameliyat esnasında lenf nodları alındıktan sonra belli olur. Hastalığın derecesi ve tedavisi yayılıma göre belirlenir.
Ultrason, kan tetkikleri ve muayene sonrası hastanın rahmin içinden biyopsi alınır. Patoloji ile rahim duvarı kanseri tanısı konulursa hastanın durumuna göre karar verilir. İleri derece hastalık varsa, yaş ileri ise, çocuk istemini tamamlamışsa hastaya cerrahi kararı alınır. Açık ameliyat (laparotomi= veya kapalı ameliyat (laparoskopi) yapılabilir. Cerrahinin ilk basamağı rahmin alınmasıdır. Ameliyat esnasında hızlı patoloji denilen “frozen” yöntemi ile rahimdeki kanserin yaygınlığına bakılır. Bu yaygınlığa göre veya tümörün tipine göre tüp ve yumurtalıkların alınması, leğen kemiği (pelvis) lenf düğümlerinin temizlenmesi, aort damarı arkası (paraaortik) lenf düğümlerinin temizlenmesi ve yayılmış organlardaki odakların temizlenmesi gerekir. Ameliyat sonrası tümörler temizlendikten sonra patoloji sonucundaki duruma göre radyoterapi veya kemoterapi verilmesi gerekebilir. Eğer hastalık baştan çok yaygınsa, tüm yayılmış bölgeler alınamayacaksa direk kemoterapi ve radyoterapi de verilebilir.
Hasta eğer genç ise, hastalık çok erken evrede ve yayılmamışsa, çocuk istemi mevcutsa hasta ile konuşulur ve yüksek doz hormon tedavisi (progesteron) uygulanır. Gebelik sonlandığında hastalığın duruma göre sezaryen esnasında rahim de tedavi amaçlı alınabilir.
Her hasta grubunda tedavi tamamlandıktan sonra hasta aralıklarla kontrole çağırılır. Kontrolde muayene, kan testleri ve görüntüleme tetkikleri istenir. Yeni bir odak oluşumu tespit edilirse tedavinin devam etmesi gerekebilir.
Rahim alındıktan sonra veya menopoza girdiyseniz gebe kalmanız mümkün değildir. Çocuk isteminiz var ise tedavi öncesi doktorunuzla bu konuyu konuşmalısınız.
Doktorunuza güvenin. Tedavi seçeneklerini öğrenin ve doktorunuzla karar verin. Yan etki veya tedavi sonrası herhangi bir olumsuzluk yaşarsanız doktorunuzu bilgilendirin. Takiplerinize rutin devam etmeniz çok önemlidir. Hastalıktan kaçmak, tanıyı geciktireceği için tedaviyi de zorlaştırabilir.